top of page

YAŞA GÖRE KOLAJEN KULLANIMI NASIL OLMALIDIR ?

Güncelleme tarihi: 11 Mar

Kolajen, vücudumuzun en bol miktarda bulunan proteini olup, cilt, kemikler, kaslar, tendonlar ve kıkırdaklar gibi dokuların yapısını oluşturur. Ancak, yaş aldıkça kolajen üretimi azalmaktadır. 25 yaşından itibaren, vücudumuz her yıl %1,5 oranında kolajen kaybetmeye baslar, yaslanma sureci, vücudumuzda ki bu kolajen kaybının sonucu olarak ortaya çıkar. Bu nedenle, kolajen takviyeleri, genç ve sağlıklı bir cilt, güçlü kemikler ve eklemler, sağlıklı saç ve tırnaklar için oldukça faydalıdır.. Ancak, yaşa göre doğru dozaj ve kullanım şeklini bilmek, maksimum fayda sağlamak için önemlidir.


Bu yazımızda, yaşa göre kolajen kullanımı konusunda daha ayrıntılı bilgi vereceğiz.


20’li yaslar: 25 yaşından itibaren kolajen takviyeleri kullanmak, cildin ilerideki yaşlanma surecine sağlıklı olarak hazırlamak için önemlidir. .Bu yaşlarda, vücudumuzun doğal olarak ürettiği kolajen miktarı yavaş yavaş azalmaya başlar ve bu da cildimizin elastikiyetini ve sıkılığını azalmasına yol acar. Bu nedenle, 25 yaşından itibaren kolajen takviyeleri alınması gelecek ve daha olgun yıllar için iyi bir yatırımdır.


Ayrıca, kolajen takviyeleri sadece cilt sağlığı için değil, aynı zamanda eklem sağlığı için de yararlıdır. Kolajen, eklem kıkırdağının ana bileşenidir ve eklem sağlığını korumaya yardımcı olabilir. Bu nedenle, 25 yaşından itibaren kolajen takviyeleri almak, hem cilt hem de eklem sağlığı açısından faydalı olacaktır.


30’lu yaslar: 30'lu yaşlar vücudun kolajen üretimindeki düşüşün hızlanmaya başladığı dönemdir. Vücudumuzdaki doğal kolajen üretimi, yaş alma süreciyle birlikte yavaş yavaş azalmaya başlar ve bu da cildimizin, saçımızın, tırnaklarımızın, eklem kıkırdaklarımızın ve kemiklerimizin sağlığını etkilemeye başlar. 30 yaşından itibaren ciltteki yaşlanma belirtileri daha belirgin hale gelmeye başlar. Bu belirtiler arasında ince çizgiler, kırışıklıklar, lekeler ve sarkmalar yer alır. Kolajen takviyeleri, bu belirtileri azaltmaya yardımcı olabileceği gibi , cildin daha sağlıklı, nemli ve elastik olmasını sağlayabilir. Bu nedenle, 30'lu yaşlar, cildin yaşlanma belirtilerini önlemek için önemli bir dönemdir ve kolajen takviyelerinin kullanımı en geç bu dönemde başlamalıdır.


30’lu yaslarınızda, her biri 3 ay suren yılda iki kolajen kürünü kullanılması tavsiye edilir.


40’li yaslar: 30 yaşından önceki döneme kıyasla, 40 yaşına ulaştığımızda vücudumuzdaki kolajen kaybı yüzde 10 ila 20 aralığında olur. Bu kayıplar insan doğasının bir parçasıdır ve yaşlanma sürecimizle birlikte cilt elastikiyetinin azalması, cilt kuruluğu, incelme, sarkma, kırışıklıklar, güneş lekeleri, saç kalitesinde bozulma ve kırılgan tırnaklar gibi belirtilere neden olabilir. Kolajen, yaşlanma belirtilerini hafifletmek için yardımcı olur ve daha canlı, parlak bir cilde sahip olmamızı ve daha genç görünmemizi sağlar.



40'lı yaşlar, vücudun kolajen üretiminin giderek azaldığı bir dönemdir. Bu dönemde kemik yoğunluğu da azalabilir ve eklem ağrıları artabilir. Bu nedenle, 40'lı yaşlarda kolajen takviyeleri kullanmak, vücudun doğal kolajen üretimini arttırmaya yardımcı olur ve bu sayede cilt, kemik ve eklem sağlığının korunmasına destek sağlar. Kolajen takviyeleri, cildin daha sıkı ve elastik kalmasını sağlayarak yaşlanma belirtilerinin azaltılmasına yardımcı olabilir. Ayrıca, kemik yoğunluğunun korunmasına ve eklem ağrılarının azaltılmasına da yardımcı olabilir.


40-49 yas arasına yılda 3 kez 3 aylık sure boyunca hiç ara verilmeden kullanılmasını tavsiye ediyoruz


50’li yaslar ve üstü : Kolajen üretme kabiliyeti özellikle 50 yaş ve menopoz sonrasında giderek azalır. Yaşlandıkça, kolajen üretimi azaldığı gibi, var olan kolajenin kalitesi de düşer. Bu nedenle yaşlanma süreci daha hızlı bir şekilde ortaya çıkar ve ciltteki kırışıklıklar, elastikiyet kaybı, sarkma ve diğer yaşlanma belirtileri daha belirgin hale gelir. Yaşlanma süreci, 50 yaş ve üzerindeki bireylerde vücuttaki kemikler, cilt ve saç gibi yapıları etkiler. Kemiklerde yoğunluk azalır ve kırılma riski artar. Saçlar daha ince ve kırılgan hale gelir, dökülme ve beyazlama gibi sorunlarla karşılaşılabilir.


50 yaşından itibaren, kolajen takviyelerini günlük hayatin bir parçası haline getirmek önemlidir. Vücudun kaybettiği kolajen miktarının geri kazanılması için özel olarak formüle edilmiş takviyeler kullanmak gereklidir. Ellili yasınızı geçtikten sonra , ihtiyacınıza göre, bu besin takviyesini her gün tüketmenizi öneririz.



Yaşa Bağlı Kolajen Kaybı
Yaşa Bağlı Kolajen Kaybı

Unutmamalıyız ki, önemli olan, yaşlanmanın doğal bir süreç olduğunu kabul etmek ve buna uygun sağlıklı bir yaşam tarzı geliştirmektir. Kolajen takviyeleri tek başına sağlıklı bir cilt ve eklem sağlığı için yeterli değildir. Sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek, sağlıklı beslenmek, su tüketmek, düzenli egzersiz yapmak, güneşten korunmak, sigara ve alkol tüketimini azaltmak da önemlidir.










846 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Commentaires

Noté 0 étoile sur 5.
Pas encore de note

Ajouter une note
bottom of page